İÇTİHAT - DİLEKÇE
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
İÇTİHAT - DİLEKÇE

FORUMUMUZDA İÇTİHAT ÖRNEKLERİ İLE DİLEKÇE ÖRNEKLERİNE ULAŞABİLİRSİNİZ...
 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En iyi yollayıcılar
Avukat (160)
Yargı Kararları Işığında Tebligat Uygulamaları Vote_lcapYargı Kararları Işığında Tebligat Uygulamaları Voting_barYargı Kararları Işığında Tebligat Uygulamaları Vote_rcap 

 

 Yargı Kararları Işığında Tebligat Uygulamaları

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Avukat
Admin
Admin
Avukat


Mesaj Sayısı : 160
Rep Gücü : 504
Kayıt tarihi : 28/12/09
Yaş : 45
Nerden : Samsun

Yargı Kararları Işığında Tebligat Uygulamaları Empty
MesajKonu: Yargı Kararları Işığında Tebligat Uygulamaları   Yargı Kararları Işığında Tebligat Uygulamaları EmptySalı Ara. 29, 2009 1:26 pm

Tebligat “hukuksal bir işlemin ilgili kimsenin bilgisine sunulması için yetkili makamın yasaya ve usule uygun bir biçimde yazı ile veya ilan yoluyla yaptığı belgeleme işlemi” şeklinde tanımlanabilir. Tebliğ mazbatası,tebliğin ne zaman,nerede ve kime yapıldığını ispatlayan belgedir.

“Tebligat,bilgilendirme yanında,belgelendirme özelliği ile bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle tebligat ile ilgili 7201 sayılı tebligat kanunu ve tebligat tüzüğü hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve tüzüğün amacı,tebliğin muhatabına ulaşması,konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır., hal böyle olunca kanun ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntısına kadar uygulanması zorunludur. (1.HD 15.09.1998 T. E.1998/6407 K.1998/9124 )”1

“Tebligat, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bilinen en son adresinde yapılacaktır.(m.10) Genel olarak adres, bir kişinin oturduğu veya çalıştığı yeri göstermeye yarayan bilgilerin tamamı olarak tarif edilebilir. Adres kavramına, ikametgah,mesken,işyeri de girer.Buna göre, kanun “adreste tebligat” ilkesini benimsemiştir.Bilinen en son adresin tespit edilmesi ise çeşitli şekillerde olabilir. Örneğin, tebligatı alacak kişi memursa ve esnaf ise adreslerini mensubu oldukları teşkilatlardan,avukatların adreslerini barodan, Adliye Bakanlığından,askerse Askerlik şubesinden sorarak öğrenilebilir. (Teb.Tüz.m.13) (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 28.05.2003 T. E.2003/1-388 K.2003/372)”

“Tebligat kanunun 9.maddesi adreslerin eksiz yazılmasını,10. maddesi tebligatın tebliğ yapılacak şahsa muhatabın bilinen en son adresine yapılmasını,23.maddesinin 3.fıkrası ise tebliğ mazbatasının alıcının adını,soyadını ve adresini ihtiva etmesini ön görmektedir. Bu nedenle tebligat yapılacak şahsa bizzat hitap etmemesi sebebiyle aracı adı ile çıkarılan(yani “…….eliyle ……” ibresi taşıyan) tebliğ evrakı usule uygun değildir. (2.HD 08.02.2000 T. E.1999/13878 K.2000/1378 )“2

Muhatabın kendisine müracaatı veya rızası varsa adres dışında her yerde tebligat yapılabilir. (m.10/II) Bu istisna vekil,veli,vasi içinde geçerlidir. Ancak muhatap adına tebligatı kabule yetkili olan kişiler açısından bu uygulanamaz. Örneğin,avukatın sekreteri veya stajyerine büroda avukat adına tebligat yapılabilirse de (m.17) bu kişilere kanunun açıkça öngördüğü durumlar (m.37) dışında avukat bürosundan başka bir yerde tebligat yapılamaz Resmi tatil günlerinde ve gece vakti de tebligat yapılabilir.(Teb.Tüz. m.52-53)

“ Tebligat kanunun 10.maddesi gereğince tebligat muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Bu itibarla davalının ev adresinin yazılmış olmasına rağmen iş adresinde tebligat yapılmış olmasında kanununa aykırı bir yön bulunmamaktadır. (HGK 26.11.1982 T. E.1982/4 K.1982/921)”3

A)MUHATAP (TEBLİGAT YAPILAN) EVDE YOK ANCAK ADINA TEBLİGATI ALABİLECEK BAŞKALARI VARSA (Tebligat Kanunu madde.16-Tebligat Tüzüğü madde.22);

Tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa,kendisiyle aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine tebligat yapılır. (Madde metninde yer alan "birlikte oturan aile efradından" ibaresi 19.03.2003 tarihinde 4829 sayılı kanun ile 'aynı konutta oturan kişilere" şeklinde değiştirilmiştir.)

Evde bulunan kişinin dış görünüşe göre 18 yaşından küçük göstermemesi ve açık bir şekilde ehliyetsiz bulunmaması gerekir.Tebligat Tüzüğünün 32.maddesine göre “…akıl hastalığı,akıl zayıflığı veya diğer bir hastalık,sağırlık,körlük ve dilsizlik gibi sebeplerden biri ile kendisiyle anlaşma imkanı olmayan kimse ehliyetsiz sayılır…” Eğer kişi 18 yaşından küçük veya ehliyetsiz ise ve evde ondan başka tebligatı alacak kimse yoksa sanki adreste kimse yokmuş gibi işlem yapılacaktır.

Konuya ilişkin Yargıtay kararları;

1-Muhatabın yerine, tebligatı alan kişinin “muhatap ile aynı çatı altında oturduğu” tebliğ mazbatasında belirtilmemiş ise yapılan tebligat geçerli değildir. (12.HD 5.6.2000 T. E.2000/8695 K.2000/9268 )

2-Muhatap (tebligatı alacak kişi) ile birlikte oturmayan kişiye yapılan tebligat geçerli değildir. (12.HD 1.2.2000 T. E.2000/505 K.2000/1334)

3-Aynı çatı altında kaldığı belirtilmeden” muhatabın abisine” şeklinde yapılan tebligat geçerli değildir. (12.HD 24.11.1992 T. E.1992/8081 K.1992/14773 - 6.HD 24.8.1994 T. E.1994/7785 K.1994/7974)

4-Herhangi bir isim yazılmadan sadece “birlikte oturan” kaydı ile yapılan tebligat geçerli değildir. (12.HD 25.9.1986 T. E.1986/15259 K.1986/9549)

5-Apartman kapıcısı tebligat yapılacak yani apartmanda ikamet eden şahısla birlikte oturan kişilerden değildir. Öyle ise davalı adına çıkarılan ihtar kararına ilişkin tebligatın davalının oturduğu apartman kapıcısına yapılması karşısında ihtar kararı geçerli tebliğ edilmiş sayılmaz. (2.HD 25.03.1985 T. E.1985/1020 K.1985/2792 )

6-Dava dilekçesi davalıya 29.11.2001 tarihinde tebliğ edilmiş ise de,tebligat evrakı ablası Sevim’e verilmiştir. Sevim’in aynı yerde oturduğu açıklanmamıştır. Bu haliyle tebligat geçersizdir.(2. HD 17.04.2003T. E.2003/4561 K.2003/5650)

7-“Muhatap bulunmadığından” veya benzeri bir ifade kullanılmadan aile efradına yapılan tebligat geçersizdir. (16. HD 06.07.2004 T. E.200/6029 K.2004/9279)4

B) ADRESTE HİÇ KİMSE YOKSA (Teb.K.m.21-Teb.Tüz.m.28 );

Kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap adına tebligatı alabilecek-muhatapla birlikte aynı konutta oturan kişiler veya hizmetçiler veya daimi memur veya müstahdemlerinin vs.-hiçbirisinin gösterilen adreste bulunmadığı takdirde, tebliğ memuru önce adreste bulunmama nedenlerini araştıracak, o adreste bulundukları halde tebligat yapılacağı sırada geçici olarak orada bulunmuyorlarsa 2l.maddeye göre işlem yapacaktır.
Yapılan araştırmada,muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise evrak yeni adres tespiti için iade edilecektir.

Konuya ilişkin Yargıtay kararları;

1-Tebligat yasasının 20,21 ve özellikle tüzüğün 28.maddesi uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar,ihtiyar kurulu,zabıta amir ve memurlarından soruşturulup beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeler halinde ise bu durumu yazarak imzalaması gerekir.Tebligatın bu şekilde yapılması geçerlilik koşuludur. Bu şekilde yapılmayan tebligat geçerli değildir. (HGK 29.12.1993 T. 93/118 - HGK 16.9.1991 T. 712371-604 ve 778 – 876 – 19. HD 16.05.2003 T. E.2002/3507 K.2003/5176 -26.01.2006 T. E.2005/10350 K.2006/268)5

2-Muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tebligat evrakına yazılmamıştır. Bu hali ile tebligat geçersizdir. (2.HD 22.1.2003 T. E.2002/14672 K. 2003/768)

3-Tebligat belgesinde,adrese gidildi. Adresin kapalı olması sebebiyle Teb.kan.21.maddesine göre işlem yapılarak mahalle muhtarı Vedat imzasına tebliğ edildi. 2 nolu örnek doldurularak muhatabın kapısına yapıştırıldı. Komşusu jale haberdar edildi. Şeklinde açıklama yapılmış, evrakın teslim edildiği muhtarın imzası alınmıştır.
Adresinde bulunmayan kişilere tebligatın hangi şekilde yapılacağı, Teb.Kan.21.ve Teb.Tüz. 28.maddesinde açıklanmıştır. Buna göre tebliğ memurunun, muhatabın adreste bulunamama nedenini bilmesi muhtemel kişilerden araştırarak, gerekli soruşturmanın yapıldığı tebliğ mazbatasında belirtilmesi gerekir.Bu kişilerden gerekli soruşturmanın yapılıp,yapılmadığı tebliğ evrakında belirtilmemiş ise tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulunmadığı belgelenmemiştir. Tebliğ memuru tarafından yazılı beyan, onun mücerret (soyut) sözünden ibaret kalmış olup yapılan tebligat geçerli değildir. (HGK 18.4.2001 T. E. 2001/6- 386 K.2001/389 )

4-Tebligat parçasına haber verilen komşunun adı yazılmamış ve imzası alınmamış ise tebligat geçerli değildir. (12.HD 2.2.2002 T. E.2002/1682 K.2002/2852 - 12.HD 11.5.2001 T. E.2001/7314 K.2001/8257- 16.HD 21.10.2004 T. E.2004/6875 K.2004/7139)6

5- Evrakının muhataplarından biri olan O.K.`nin aranan saatlerde adreste rastlanmadığından nereye gittiği en yakın komşusu G.A.`ya sorulduğu, nereye gittiğini bilmediğini söylediği, evrak mahalle muhtarı F.A. imzasına, 1.8.1995 tarihinde tebliğ edilmiş bulunduğu ve komşusu G.A.`ya haber verildiği, kapısına da 2 nolu ihbar yapıştırılmış bulunduğu gelen tebliğ mazbatasından anlaşılmaktadır.
Diğer muhatap Melike… adına çıkarılan tebliğ mazbatasının incelenmesinden;Muhatabın adresi geçici kapalı olup, Çarşıya gittiği komşusundan öğrenilmesi nedeniyle tebligatın muhtara yapıldığı iki nolu haber kağıdının kapısına yapıştırıldığı komşusu Birsen....e haber verildiği belirtilmiş, Komşu imzadan imtina etti şeklinde bir açıklama yapılmakla yetinildiği ve tebliğ memurunca imzalandığı ve muhtara imzalatıldığı saptanmıştır.
Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun öncelikle bunun nedenini, geçici mi yoksa temelli mi ayrıldığını bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir veya memurlarından araştırarak bunların beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalattırması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Burada Tüzüğün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "araştırma" görevi yüklemiştir. Buna göre, tebliğ memuru araştırma yapmakla kalmayıp, bunu belgelendirmeye yönelik olarak yaptığı araştırmanın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve ilgilisine imzalatacaktır. Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığı sonra geleceğinin beyan ve bunun evraka yazılması halinde, ancak, muhtara tebliğ edilip, kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Bu araştırma yapılıp sonucu evraka geçirilmeden 21.maddeye göre işlem yapılamayacağından yapılan tebligat geçerli değildir.(HGK 13.10.1965 T. 2/793-360 - HGK 16.9.1981 T. 7/2371-604 - HGK 29.12.1993 T. 18/778-876 - HGK 8.10.1997 T.2/499-783 - HGK 02.06.1999 T. E.1999/18-480 K.1999/486 - HGK 22.12.2004 T. E.2004/12-765 K. 2004/730)

6- Borçluya ödeme emri, adresteki yerin kapalı olması nedeniyle Tebligat Kanunu 21. maddeye göre yapıldığı halde muhatabın adreste bulunmama nedenleri Tebligat Tüzüğünün 28. maddesi uyarınca ilgililerin imzalarını taşıyan tutanakla tespit edilmediğinden, sözü edilen tebligat işlemi usulsüzdür. (12.HD 01.03.2002 T. E.2002/2862 K.2002/4280)

. 7-Tebligatların, muhatabın evde olmaması nedeniyle muhtara tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca, ihbarnamenin muhatabın binasının kapısına yapıştırılması ve keyfiyetin en yakın komşularından birine haber verilmesi gerekmektedir. Bunlar yapılmadığından, tebligatın geçerli olduğu kabul edilemez. (19.HD 27.09.1993 T. E. 1992/10550 K. 1993/5905)

8-Apartman yöneticisine yapılan tebligat, muhatap ile birlikte oturmadığından geçersizdir.( 2.HD 10.05.2002 T. E.2002/3161 K. 2002/6237)

C) MUHATAP EVDE ANCAK TEBLİGATI ALMIYORSA (İMZADAN İMTİNA EDİYORSA);

Muhatap ve onun yerine tebliğ yapılacak kimseler o adreste bulundukları halde tebliğin yapılacağı zaman orada mevcut değillerse veya bu şahıslar adreste mevcutlar ancak evrakı almak istemezlerse yani tebellüğden imtina ederlerse tebliğ memuru,tebliğ olunacak evrakı,o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azalarından birine imza karşılığında teslim eder.
Tebliğ memuru,teslim alan muhtarın/azanın adresini yazdıktan sonra gösterilen adrese ait kapıya yapıştırır.Eğer adreste kimse yoksa ayrıca durumdan haberdar etmesi için en yakın komşularından birine,varsa yönetici veya kapıcısına söyler.(muhatap evde ancak evrakı almıyorsa ayrıca komşuya bilgi vermek gerekmez.)İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılacağından,tebliğ memuru tebliğ mazbatasına kapıya yapıştırma tarihini mutlaka yazması gerekir. (Teb.K.m.21)

1- “İhbarnamenin kapıya yapıştırılmayıp komşuya bırakılması tebligatı geçersiz kılar. (Danıştay 7.D. 15.6.1993T. E.1993/2585 K.1993/1279)

2-Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onunla tebliğ memurunun imzasını ihtiva etmesi lazımdır. (Teb.K.m.23/Cool kanunla gösterilen şekil geçerlilik koşulu olup hakim görevi gereği bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini resen gözetmek zorundadır.(HGK 29.12.1993 T. E. 1993/18–778 K.1993/876)7

19.03.2003 tarihinde yapılan değişiklik ile "Muhtar,İhtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları 21.maddeye göre kendilerine verilen evrakı almaya mecburdurlar.Tebligatı alan bu kişiler evrakı 3 ay saklamak zorundadır.(Teb.Tüz. m.31)

D) MUHATAP(TEBLİGAT YAPILAN), TÜZEL KİŞİ İSE (Teb.K.m.12,13, Teb.Tüz.m. 17,18);

Tüzel kişiler; özel hukuk tüzel kişileri ve kamu hukuku tüzel kişileri olarak ikiye ayrılır. Özel hukuk tüzel kişileri; dernekler,vakıflar,ticaret şirketleri,sendikalar, kooperatifleridir. Tebligat, özel hukuk tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılır. Özel hukuk tüzel kişilerinde, kimlerin yetkili temsilci olduğu, o tüzel kişiliğin ana tüzüğünde imza sirkülerinden anlaşılır.

Konuya ilişkin Yargıtay kararları;

1- Tüzel kişilere tebligat yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Yetkili kişilerin bulunmadığı tebliğ mazbatasına yazılmadığından yapılan tebligat geçerli değildir. (12.HD 18.11.2003 T. E.2003/23298 K. 2003/22884)

2-Tüzel kişilerde tebliğ işleminin yetkili kişiye yapılması gerekir. Tebliğ sırasında yetkili kişinin bulunmaması durumunda bu hususun tebliğ belgesine yazılması koşuluyla tebligat işlemi tüzel kişinin personeline yapılabilir.(12.HD 29.03.2004 T. E.2004/1748 K.2004/7348)

3-Şirketi,derneği vs tüzel kişiliği temsile yetkili kişilerin bulunmadığı veya tebliğ evrakını alacak durumda olmadıkları tebliğ mazbatasına yazılmadan doğrudan doğruya tüzel kişinin “daimi işçisine” sekreterine, muhasebecisine, müdürüne” memur ve müstahdemine, evrak memuruna yapılan tebligat geçerli değildir. Tüzüğün 18.maddesinin son fıkrasına göre tebligatı alacak kişilerin bulunmadığının tebliğ mazbatasına yazılması zorunludur.(12.HD 29.5.2003 T. E.2003/9828 K.2003/12294 - 12.HD 28.10.1994 T. E. 1994/13529 K.1994/13189 - 6.HD 26.1.2004 T. E.2004/256 K. 2004/317 - 6.HD 26.3.2004 T. E.2004/101 K. 2004/269)

4-… Ltd. Şirketine gönderilen ödeme emri ( sekreter M.Ç. ) imzasına tebliğ edilmiştir. Tebligat Tüzüğü'nün 18. maddesinde yetkili kişilerin bulunmadığının tebliğ mazbatasında gösterilmesi zorunludur. Böyle bir tespit yapılmadan sekretere yapılan tebligat geçerli değildir.(HGK 22.6.1988 T. 1988/12-266 - 12.HD 18.11.2003 T. E.2003/23298 K.2003/22884 T.- 12.HD 04.04.2002 T.E.2002/5834 K. 2002/6924)

5-Anonim Şirket adına çıkarılan tebligat “aynı adreste birlikte oturan…….imzasına” şeklinde yapılamaz. (12.HD 7.6.1999 T. E.1999/7023 K.1999/7696)

6-Şirkete yapılan tebligatın,birlikte sakin yeğeni,şerhiyle yapıldığı görülmüştür.Oysa bu şekilde tebligat ancak gerçek kişilere yapılacak tebligatlarda söz konusu olabilir,bu nedenle yapılan tebligat geçersizdir.(Danıştay 7.D. 7.6.1995 T. E.1995/2355 K.1995/1338)

7-Tüzel kişiler adına ve adı geçen ….AŞ şirketine Ticaret Sicilinde yazılı adreslerini gönderilen tebligatların 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Tüzüğün 28. maddesindeki koşulları araştırması gerekli değildir. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve dağıtım (mesai) saatinden sonra adrese dönüp-dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup,Tüzel kişilerin sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.Yapılan tebligat geçerlidir. (12.HD 27.02.2003 T. E. 2003/1152 K. 2003/3764)

8-Tebligat kanununda faks çekmek suretiyle tebligat yapılacağı hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.Bu nedenle Faks çekmek suretiyle yapılan tebligat geçerli değildir.( HGK 11.04.2001 T. E.2001/21-359 K.2001/361)8

9-Tüzel kişiye, “muhatabın kendisine” şeklinde tebligat yapılamaz.(12.HD E.2002/6020 K.2002/6884)9

10-Çeşme otelcilik AŞ. Hükmi şahıs olup ,şirkete tebliğ işleminde tebligat yapılan kişinin yetkili kişi olduğu belirtilmeden ve şirket yetkilisinin bulunamadığı hususu tebligata yazılmadan Yücel Kaplan adına yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür.(12.HD 29.03.2004 T. E.2004/1748 K.2004/7348)10

11- 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. 1580 Sayılı Belediye Kanunu'nun 100. maddesine göre belediyeyi Belediye başkanı temsil eder. O halde İcra Dairesinde belediye personel müdürü M. O. imzasına yapılan ödeme emri tebliğ işlemi anılan yasa hükümlerine aykırı olduğundan usulsüzdür.( 12.HD 1.3.20005 T. E.2005/974 K. 2005/3955 )

E) MUHATAP, MESLEK ve SANAT ERBABI İSE (Teb.K.m.17. Tüz.m.23);

Belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını yapanlar o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ, aynı yerdeki daimi memur veya işçilerinden birine yapılır.Meslek adresine yapılan tebligat, muhatabın rızası olmadan, kendisine evinde tebliğ edilemez.Muhatap, meslek veya sanatını evinde yapıyorsa tebligat yanında çalışanlardan birine,bunlarda bulunmazsa aynı konutta birlikte oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.

Konuya ilişkin Yargıtay kararları;

1-Borçlunun işyerinde “daimi işçisi…….”imzasına yapılan tebligat Teb.K.17.maddesine uygundur ve geçerlidir.( 12.HD 18.3.2003 T. E.2003/3141 K.2003/5609)

2-Tebligat kanunun 17.maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için “işyerinin muhataba ait olması” ve tebligat yapılan kişinin de daimi memur veya müstahdem konumunda bulunması gerekir. (12.HD 15.6.2000 T. E.2000/9121 K.2000/9960)

3-İşyerinde isim yazılmadan sadece “birlikte çalışan” kaydıyla yapılan tebligatlar geçerli değildir. (12.HD 14.5.1997 T. E.1997/5108 K.1997/5605 - 12.HD 18.4.1994 T. E.1994/4277 K.1994/4827)

4-İşyerinde; borçlunun, daimi memur ve müstahdemleri dışındaki, iş ortağına, arkadaşına,birlikte oğluna,babasına yapılan tebligatlar geçerli değildir. (12.HD 23.12.1996 T. E.1996/15679 K.1996/16073 – 12.HD 25.4.1988 T. E.1988/8077 K.1988/5476)

5-İşyerinde, yeğene, kardeşe yapılan tebligat geçerli değildir.(12.HD 25.4.1988 T. E.1988/8077 K.1988/ 5476 - 12.HD 21.9.1987 T. E.1987/5276 K.1987/9096)

6-İşyeri olarak kiraya verilen yerde yapılan tebligatta, tebliğ yapılan kişinin muhatabın daimi memuru veya müstahdemi olduğuna ilişkin bir açıklama bulunmadığından yapılan tebligat geçerli değildir. (6.HD 5.3.2002 T. E.2002/357 K.2002/1384)

7- Kiralanan işyeri olarak kiraya verilmiştir. dava dilekçesi davalının işyeri adresine çıkartılmış tebligat oğlu Can Y. imzasına tebliğ edilmiştir. Tebligatta tebliğ yapılan kişinin davalının daimi memura veya müstahdemi olduğuna ilişkin bir açıklama yoktur. Bu durumda yapılan tebligat geçerli değildir. (6.HD 05.03.2002 T. E.2002/357 K.2002/1384)

8-Tebligat Yasası'nın 17. maddesi uyarınca muhatap aranmadan doğrudan doğruya daimi işçisine tebliğ edildiğinden, yapılan tebligat geçerli değildir. (17.HD 12.07.2004 T. E. 2004/4446 K. 2004/8892)

F) MUHATAP, OTEL, HASTANE, FABRİKA, OKUL, RESMİ VEYA ÖZEL DAİRE VE KURULUŞLAR GİBİ İÇİNE SERBESTÇE GİRİLEMEYEN VEYA ARANANIN KOLAYCA BULUNMASI MÜMKÜN OLMAYAN BİR YERDE BULUNUYORSA(Teb.K.m.18 Teb.Tüz.m24)

Tebligatın yapılmasını o yeri yöneten veya muhatabın bulunduğu kısım amiri sağlar. Eğer bunlarda muhatabı bulamazlarsa veya muhatap imzadan imtina ederse tebligat o yeri yönetene veya muhatabın bulunduğu kısım amirine (müdürüne) yapılır. Amir ve yöneticide imzadan imtina ederse 21.maddeye göre işlem yapılır.

Konuya ilişkin Yargıtay kararları;

1-Otel adresinde, muhatap adına – tebligat sırasında muhatabın otelde bulunup bulunmadığı, kendisine tebligat yapılan kişinin o yeri idare eden veya oranın amiri olup olmadığı belirtilmeden – resepsiyon görevlisine yapılan tebligat geçerli değildir. (12.HD 26.5.2003 T. E.2003/ 9089 K.2003/12031)

2-Fabrikada tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısım amirinin sağlaması gerektiğinden, doğrudan doğruya fabrika sekreterine tebligat yapılamaz. (12.HD 9.12.1999 T. E.1999/15868 K.1999/16057)

3-Hastanede tebligatın yapılmasını, o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri sağlayacaktır. Doğrudan doğruya “nöbetçi hemşire” imzasına tebligat yapılamaz. (12.HD 26.11.1999 T. E.1999/14176 K.1999/15130)

4-Öğretmen olan muhatap adına çıkarılan tebligatın yapılabilmesini o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri sağlayacaktır. “Birlikte sakin öğretmen…….” İmzasına şeklinde yapılan tebligat geçerli değildir. (12.HD 8.7.1997 T. E.1997/9364 K.1997/10110)

5- G....... İlköğretim Okulu adresine gönderilen ödeme emrinin birlikte çalışan okul müdürüne tebliğ edilmesi Tebligat Kanunun 18 ve tüzüğün 24. maddesine uygun olduğundan geçerlidir.( 7.HD 07.02.2002 T. E.2001/11053 K.2002/875)
6- Davetiye, davalının …Telefon Başmüdürlüğünde rehber memuru olduğu belirtilerek işyeri adresine tebliğe çıkarılmıştır. Muhatabın dağıtım saatlerinde bulunmaması sebebiyle tebliğ evrakı muhtarlığa teslim edilmek, keyfiyeti bildiren ihtarname adresini kapısına asılmak ve durumun kendisine haber verilmek üzere en yakın komşusu olarak Cemil ....... isimli kişiye haber bırakılmak suretiyle tebligat yapılmıştır.
Tebliğ yapılacak kişinin içine serbestçe girilemeyen resmi bir kurumda bulunması durumunda, davalının o kurumda çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise orda bulunup bulunmadığı vs. hususlar ilgili idare veya kısım amiri tarafından belirlenmeden yapılmış olan tebligat geçerli değildir. (14.HD 06.11.2001 T. E. 2001/7339 K.2001/7602)

7-Tebligat yasasının 18 ve tüzüğün 24. maddesine göre, tebliğ yapılacak şahıs pansiyon, okul, fabrika gibi içine serbestçe girilemeyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunuyorsa, tebliğ o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amirine yapılır.Bunların dışında birine tebligat yapılamaz. Bu nedenle kapı nöbetçisi Mustafa'ya yapılan tebligat geçerli değildir. (2.HD 30.11.1992 T. E. 1992/11999 K. 1992/12094)

8-İş yerinde birlikte mesai arkadaşına yapılan tebligat usulsüzdür.(12.HD 04.04.1991 T. E.1991/11474 K.1991/4428)

G)VEKİLE TEBLİGAT (Teb.K.m.11);

Tebligat kanunun 11.maddesine göre “vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” (2.HD 05.05.2003 T. E.2003/5695 K.2003/6625)
Tebligat avukatın iş yeri adresine çıkarılmalıdır. Baro avukatın iş yeri adresi değildir. (HGK 6.02.1972 T. E.1972/2 -776 K.1972/99) Vekil yerine asile tebligat yapıldığında tebligat geçerli değildir. (HGK 2.7.2003 T. E. 2003/12-442 K. 2003/445 - HGK 10.12.1997 T. E.1997/8-854 K.1997/1056 )

“Vekille kendini savunan sanığa,ancak vekile bildirim tebligat olanağı bulunmadığı takdirde bildirim yapılabilir. “(Ceza Genel Kurulu 06.11.1989-1989/8-268-1989/338)11

Dava vekil vasıtasıyla takip ediliyorsa usul işlemlerinin tebliği asile değil vekile (buradaki vekil kavramı müdafi yi de kapsar) yapılır. Vekil varken asil adına çıkarılan tebliğ geçersiz olup, tebliğe bağlanan hukuki sonuçları doğurmaz.Vekile yapılan tebligat asile yapılmış sayılır. İstisnası mutlak asile yapılması öngörülen tebligatlardır. (yemin isticvap gibi) vekile yapılacak tebligat vekilin adresine çıkarılmalıdır. ‘………..barosu avukatlarından’ şeklinde adres yazılı tebligat evrakı Teb.K.m.9.hükmüne aykırı olduğu için bu şekilde yapılan tebligat hükümsüz olur. Tebligat kanunun 11.md.sine göre tebligat yapılabilmesi için vekilin vekaletnamesinin bulunması şartına bağlıdır. Bu sebeple vekaleti olmayan avukata yapılacak olan tebligatın geçersizliği sonucuna kolaylıkla varılır.

Eğer bir kimsenin birden fazla vekili (Avukatı) varsa,tebligatın bu vekillerden birine yapılmış olması yeterlidir Tümüne tebliğ zorunluluğu yoktur.Eğer tebliğ birden fazla vekile yapılmışsa,ilk yapılan tebliğ esas alınır ve işlemesi gereken süre bu tarihten itibaren işlemeye başlar.Yoksa diğer vekillere daha sonraki tarihte yapılan tebliğ ile yeni bir süre işlemeye başlamaz.( 2.HD 23.09.2003 T. E.2003/8205 K.2003/11923) Aksine düşünce, süre geçmesi nedeniyle diğer taraf yararına doğmuş hakları zedelemeye yol açar.(1.HD 08.03.1994 T. E.1994/7364 K.1994/2972)12Bu durum birden fazla vekilin aynı zaman dilimi içinde görevli olmaları halinde uygulanır.Eğer birden fazla vekil değişik tarihlerde görev yapması söz konusu ise tebligat zamanında görevli vekile yapılması gerekir.

“Bir kimsenin umumi vekil olması müvekkilin talimatı olmadan bütün davaları takip etme zorunluluğunu ona yüklemez. İcra takibine maruz kalan borçlu vekil marifetiyle takibe itiraz etmiş olsa dahi, itiraz üzerine duran icra takibine devam için alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından borçlunun itiraz aşamasında tayin ettiği avukatın itirazın iptali davası için de yetkili olup olmadığı davanın açıldığı sırada belli olmadığından, itirazın iptali davası dilekçesinin vekile değil asile tebliği gerekir. Somut olayda dava dosyasına vekaletname ibraz etmeyen, itirazın iptali davasını takip konusunda yetkilendirildiği belli olmayan, icra dosyasına itiraz dilekçesi veren avukata yapılan tebligatla taraf teşkili usulen sağlanmamıştır. “(15.HD. 2.11.2004 T. E.2004/2041 K.2004/5550)

HUMK m.68 göre tutanağa kaydedildiği veya mahkemeye ulaştığı günden itibaren azledilen vekile tebligat çıkartılmaz. Aynı şekilde ; vekile tebligatta da tebligat kanunundaki ilkeler geçerlidir. (Özellikle m.17) bu nedenle örneğin avukata yapılacak tebligat onun yerine komşusu olan diğer avukata tebligat yapılması halinde geçersizdir.(3.HD 19.09.1994 T. E.1994/10735 K. 1994/11486)13

Avukatlık Kanununun 2. maddesinin son cümlesinde yer alan "Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir." düzenlemesi ile 56. maddenin 4. fıkrasındaki "Avukatlar, vekaletname aldıkları işlerde, ilgili yargı mercii aracılığı ile ve bu yargı merciinin tebligat konusunda bir kararı olmaksızın, diğer tarafa adli kağıt ve belge tebliğ edebilirler. Tebliğ edilen kağıt ve belgelerin birer nüshası, gerekli harç, vergi ve resim ödenmek şartıyla, ilgili yargı merciinin dosyasına konur." Hükmü ile avukatlara tanınan hak ve yetkilerin kullanılabilmesi için 7201 sayılı Tebligat Kanununun 1. maddesine .”1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca avukatlara tanınan tebligat yapabilme hakkı ile müzekkereleri elden takip etme yetkisi saklıdır.” gibi bir fıkranın eklenmesi gerekmektedir.

H) USÜLÜNE AYKIRI YAPILAN (GEÇERSİZ) TEBLİGATIN HÜKMÜ (Teb.K.m.32);

Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebligatı öğrenmiş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih,tebliğ tarihidir.Muhatap,usulsüz tebligatı öğrenmemiş ise tebligat yapılmamış sayılır. (Teb.Tüz.m.51)

Konuya ilişkin Yargıtay kararları;

1-Geçersiz tebligatlarda, kişinin beyanında geçen tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. (6.HD 7.7.2003 T. E.2003/5114 K.2003/52 - 12.HD 23.12.2004 T. E.2004/22874 K. 2004/26655 - HGK 5.6.1991 T. E.1991/12-258 K. 1991/344 – HGK 19.03.2003 T.E. 2003/6-169 K. 2003/183)

“Tebligatın usulüne uygun olmaması halinde muhatabın takipten haberdar olduğu tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilmelidir.” (12.HD. 30.5.2005 T. E. 2005/7751 K. 2005/11569)14

2-Usulsüz (geçersiz) tebligat halinde, muhatabın belirttiği tebligatı öğrenme tarihinin aksi ancak yazılı belge ile kanıtlanabilir.Tanıkla ispat edilemez.(12.HD 4.10.2002 T. E.2002/18340 K.2002/20022 - HGK 2.02.1969 T. 1967/172-107 - 2.HD 25.09.2003T. E. 2003/14652 K.2003/18453 -12.HD 01.12.2000 T. E.2000/18136 K.2000/18872)

3-Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. O halde hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir. Dairemizin süregelen yerleşmiş uygulaması, Hukuk Genel Kurulunun 7.4.1982 tarih, ve 1377-337 sayılı kararında öngörülen yukarıdaki ilkeye uygun biçimde devam etmektedir. Somut olayda, şikayetçi, tebligat parçasında yazılı olan ve bizzat kendisine tebligat yapıldığını gösteren imzanın "sahte" olduğunu ileri sürdüğüne göre, bu iddianın yukarıda belirtilen ilkeye uygun olarak her türlü delille kanıtlanması mümkün olmakla, şikayetçinin örnek imzaları alınıp yöntemince inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. (12. HD 3.10.2005 T. E. 2005/14736 K. 2005/18774)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ictihatdilekce.yetkinforum.com
 
Yargı Kararları Işığında Tebligat Uygulamaları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 5941 Çek Kanunu ve Uygulamaları
» BASİT YARALAMA - SANIĞIN AYNI YARGI ÇEVRESİNDEKİ CEZAEVİNDE BAŞKA SUÇTAN HÜKÜMLÜ OLDUĞU

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İÇTİHAT - DİLEKÇE :: MAKALELER-
Buraya geçin: