T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/7009
Karar: 2007/8625
Karar Tarihi: 19.09.2007
EL ATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI - HARCA ESAS DAVA DEĞERİNİN HÜKÜM KAPSAMINA ALINAN EL ATILAN YERİN DEĞERİ İLE SINIRLI OLACAĞI - EL ATILAN YERİN DEĞERİ BELİRLENMEDİĞİ - DAVACI YARARINA FAZLA AVUKATLIK ÜCRETİNE HÜKMEDİLMİŞ OLMASININ İSABETSİZ OLUŞU
ÖZET: Somut olayda harca esas dava değerinin hüküm kapsamına alınan el atılan yerin değeri ile sınırlı olacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece el atılan yerin değeri belirlenmeden taşınmazın tamamı üzerinden karar ve ilam harcının hüküm altına alınması doğru olmadığı gibi, kabul tarzı itibarı ile de yargılama sırasında harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacı yararına fazla avukatlık ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
(4721 S. K. m. 683)
Dava: Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden paydaşı oldukları 549 parsel sayılı taşınmazdaki evi davalının haksız olarak kullandığını ileri sürerek el atmanın önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, kayınpederi olan davacı Musa'ya satış bedelini ödemek suretiyle çekişme konusu evi satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Şükran Dağlı İlgün'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Dava çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillere göre, çekişme konusu 549 parsel sayılı taşınmazın kayden davacılara ait olduğu, davalının, bu yerde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazın bir bölümünü haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullandığı anlaşılmaktadır. Davanın bu bölüm bakımından kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir reddine.
Ancak, hemen belirtilmelidir ki, harca esas dava değerinin hüküm kapsamına alınan el atılan yerin değeri ile sınırlı olacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece el atılan yerin değeri belirlenmeden taşınmazın tamamı üzerinden karar ve ilam harcının hüküm altına alınması doğru olmadığı gibi, kabul tarzı itibarı ile de yargılama sırasında harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacı yararına fazla avukatlık ücretine hükmedilmiş olması da isabetli değildir.
Sonuç: Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan bu yönlere hasren HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.09.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.