T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/15865
Karar: 2009/7784
Karar Tarihi: 08.06.2009
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - KENDİSİNE TEBLİĞ YAPILACAK KİMSE VEYA TEBLİGAT YAPILABİLECEK KİMSELERDEN HİÇBİRİSİNİN GÖSTERİLEN ADRESTE BULUNMAMASI - ADRESTE BULUNMAMA SEBEBİNİN TESPİTİ - BEYANI YAPANIN ALTINI İMZALAMASI GEREĞİ
ÖZET: Kendisine tebliğ yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbirisi gösterilen adreste bulunmaz ise, tebliğ memuru adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu, kapıcı gibi kimselerden veya o yerin muhtar veya İhtiyar Heyeti Azalarından veyahut Zabıta Amir ve memurlarından tahkik ederek, vaki olacak beyanı tebliğ mazbatasına yazıp altını imzalatması, beyanı yapan imzadan imtina ederse, bu ciheti şerh ve kendi imzasıyla tasdik etmesi gerekir.
(2004 S. K. m. 67) (7201 S. K. m. 21, 35) (Tebligat Tüzüğü m. 28)
Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat gelmiş davacı adına gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı davalıdan 100.000 Dolar karşılığından taşınmaz satın aldığını, sözleşme gereğince satıştan vazgeçen davalının bu paranın iki katı olan 200.000 Doları ödemeyi taahhüt ettiği halde ödemediğini, hakkında yapılan icra takibine de itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bilinen adresinden ayrılan ve yeni adresi belli olmayan kişinin öncelikle adresi araştırılmalı, buna rağmen adresinin tespit edilememesi halinde, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereğince eski adresine tebligat yapılmalıdır. Bu nedenle davalının yeni adresi araştırılmadan, Mahkeme kararının Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereğince davalının eski adresine tebliğ edilmesi usulüne uygun bir tebligat olmadığı için geçersizdir. Şu, halde davalının temyizi süresinde görülmekle temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi ve Tebliğ Nizamname’sinin 28. maddesi gereğince, kendisine tebliğ yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbirisi gösterilen adreste bulunmaz ise, tebliğ memuru adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu, kapıcı gibi kimselerden veya o yerin muhtar veya İhtiyar Heyeti Azalarından veyahut Zabıta Amir ve memurlarından tahkik ederek, vaki olacak beyanı tebliğ mazbatasına yazıp altını imzalatması, beyanı yapan imzadan imtina ederse, bu ciheti şerh ve kendi imzasıyla tasdik etmesi lâzımdır.
Olayımızda dava dilekçesinin bu şekle uygun olarak davalıya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle yapılan tebligat hüküm ifade etmez. Tebligat yapılmadan davaya devam olunarak hüküm kurulması da usule aykırıdır.
Mahkeme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.